Bebeklerin ağlaması gayet normal kabul edilir. Ancak bazı bebekler nedensiz yere ve uzun süreli ağlayabilir. Bu durumun adı kolik’tir ve böyle ağlayan bebeğe kolik bebek denir. Çocuk doktorları kolik tanısını koymak için “Üç kuralını” uygular.
Eğer bebek;
-
Bir seferde en az üç saat ağlıyorsa
-
Ağlama krizi haftada en az 3 gün sürüyorsa ve
-
Bu durum üst üste en az 3 hafta sürüyorsa
Kolik bebek olarak adlandırılır. Bu durum her 5 bebekten birinde görülür. Kolik, her ne kadar yıpratıcı ve yorucu olsa da bir hastalık değildir. Tamamen bitmesi için sadece zamanın geçmesini beklemek gerekir.
Kolik çoğunlukla bebek 2 ila 3 haftalıkken başlar. 6. haftada zirve noktasına ulaşır. 10 ila 12. haftalarda azalır. Bebek 3. ayını doldurduğunda kendiliğinden son bulur. Kolik bu süre sonunda bir anda veya azalarak bitebilir.
Koliğin neden oluştuğu gizemini korusa da uzmanlar neden oluşmadığını konusunda kesin kanılara sahipler. Kolik, hamilelikte veya doğum sırasında oluşan bir komplikasyon veya genetik bir sorundan kaynaklanmaz. Ayrıca ebeveynin acemiliğinin bir sonucu değildir.
Koliğin neden kaynaklandığına ilişkin bazı teoriler bulunmaktadır. Bunları incelemek bazı önlemler almanızı sağlayabilir.
1.Duyuların aşırı uyarılması
Yeni doğanlarda ortam sesleri ve görüntülerini azaltan bir mekanizma bulunur. Bu sayede yeni doğan bebekler çevresel faktörlerden etkilenmeden uyuyabilir ve beslenebilir. Yalnız ilk ayın sonuna gelindiğinde bu mekanizma yavaşça kaybolurken bebek etrafını daha yoğun algılamaya başlar. Duyuları aşırı uyarılan bebeğin rahatsızlığı koliğe dönüşebilir. Bebek duyularını filtrelemeyi öğrendiğinde kolik son bulur.
Eğer duyularda aşırı uyarılma olduğu için bebeğin kolik olduğundan şüpheleniyorsanız şunları yapabilirsiniz.
-
Hızlı tepki verin: Bebeğin bu yeni ve yabancı dünya ile tek iletişim kurma biçimi ağlamaktır. Eğer ağlamaya yavaş tepki verirseniz mutsuzluğu artacak ve daha çok ağlamaya şartlanacaktır. Araştırmalar hemen ilgilenilen bebeklerin uzun vadede daha az ağladığını göstermektedir.
-
Çevresel etkileri azaltın: Ziyaretçi sayısını ve ziyaret süresini mümkün olduğunca kısa tutun. Bebeğin sesli oyuncaklara nasıl tepki verdiğini gözlemleyin. Gerekirse bunları bir müddet uzaklaştırın.
-
Ortamı sakinleştirin: Bebeğin bulunduğu ortamı huzurlu bir yere dönüştürmek için elinizden geleni yapın. Tüm gürültü kaynaklarını uzaklaştırın. Işıkları kısın, yumuşak sesle ninni söyleyin veya onunla konuşun.
-
Masaj yapın: Kolik veya değil bebekleri rahatlatmanın en iyi yollarından biri de onlara masaj yapmaktır. Uygun bir yağla bebeğinizin sırtını, karnını, kol ve bacaklarını ovarak onu çok mutlu edebilirsiniz. Bu sırada bebeğinizin değişik dokunuşlara nasıl tepki verdiğini gözlemleyerek tekniğinizi geliştirin. Dilerseniz bebek masajı eğitimi alabilir veya konu hakkında kitaplar okuyabilirsiniz.
2. Sindirim sisteminin yeterince gelişmiş olmaması
Yiyecekleri sindirmek yeni doğanlar için zorlu bir iştir. Sindirim sistemi gelişene kadar hazımsızlık, gaz ve bebek reflüsü görülebilir. Bunların hepsi koliğe yol açabilecek rahatsızlıklardır.
Eğer koliğin sindirim problemlerinden kaynaklandığını düşünüyorsanız şunları yapabilirsiniz.
-
Bebeğin karnına baskı uygulayın: Karnına baskı uygulanan bebek rahatlar. Bazen sadece dokunmak bile bebeği rahatlatmaya yetebilir. Bebeğinizi yüzü aşağı gelecek biçimde kucağınıza veya kolunuza yatırın. Bu şekilde bebeğinizin sırtını ovun.
-
Geğirmesini sağlayın: Huzursuzluğun nedeni mide gazı ise geğirmesini sağlamak onu rahatlatacaktır. Her yemekte bebek biraz hava yutar. Bu havanın düzenli çıkarılması önemlidir.
-
Gaz giderici veya probiyotik damla kullanın: Gaz giderici damlalar veya probiyotik damlalar sindirim sorunlarını azaltarak bazı kolik bebeklerin sakinleşmesini sağlayabilir. Doktorunuza danışarak böyle bir ürün kullanabilirsiniz.
-
Yediklerinize dikkat edin: Emziren anneyseniz doktorunuza danışarak bazı gıdaları geçici olarak diyetinizden çıkarabilirsiniz. Gaz yapan karnabahar, lahana; asitli narenciye meyveler veya süt ürünleri, soya, fıstık ezmesi gibi alerjen gıdalar bunlardan bazılarıdır.